Alevilikde Kirvelik
Aleviliğin köklü geleneklerinden biri olan ve bugün bile canlığıyla yaşayan bir kurum vardır. Bu tarikatta büyük bir önemi olan, kirvelik kurumudur. Çünkü bir rivayete göre Hz. Muhammed dahi torunları Hz. Hasan’la Hz. Hüseyin'i sünnet etmiş ve bizzat kendisi de kirvesi olarak bu işe önem vermiştir.
Kirve olan iki aile, birbirine akrabalıktan da daha yakın bir bağla bağlanmış olurlar. Bu iki aile arasında, musahiplikte de olduğu gibi, kız alıp verilmesi bir dinsel tabudur. Çünkü, kirvelerin arasına 12 İmam kanı akmış ve ona ikrar verilmiştir.
Ehlibeyt inancı ve kutsallığı Alevilikte, çok yüksektir ve onun için, kirvelik çok yüce bir görevdir. Hz. Muhammed'in dostluğunun kurulduğu inancı olduğundan kutsaldır. Kirveler birbirlerine her zaman sever, sayar ve saygı gösterirler. Sadık ve bağlı kalırlar.
Kirvelik, Alevi kültür ve geleneklerinden oluşan temel üzerinde güçlü bir ahlak sistemi geliştirmiş ve bunu içinde uygulanmıştır. Kişiye kendi özbenliğinden kötülüklerden arınmayı, diğer insanlara sevmeyi saymayı ve toplum içinde sevgiyi ve barışa yönelmeyi etkin bir biçimde öğretmiştir.
Kirve, sünnet törenin en önemli kişilerden biridir. Kirveye daima saygı ve hürmet gösterilir.
Önceki tarihlerde, büyük anlaşmamazlıkları, kan davalarını ve aşiret arası ilişkileri düzene kavuşturmak için, kirvelik tutulurdu. Verilen değerden ötürü, kanlar bağışlanır, küskünler giderilir, anlaşmamazlıklar tatlıya bağlanmış olurdu. Bu bakımda önemi çok büyüktür. Bu, günümüzde ne kadar şartlar ve ortam değişmiş ise de sayılan eski kirvelik nedenleri, bugün için de aynı şekilde geçerlidir.
Kirve:
Kirve, çocuk sünnet edilirken onun masraflarını üzerine alan ve sünnetçi önünde tutan kimsedir. Kirve, çocuk üzerine babasından ve annesinden sonra, en büyük hak sahibi olan kimse sayılır. Bir kimse, güvendiği bir kişiye kirvelik teklif ederse, teklifi mutlaka kabul edilir. Ve bu kişiler, birbirilerini “kirve” diye çağırırlar.
Teklifi kabul eden kişi, kirvesinin çocuğuna önce bir elbise götürür. Bir süre sonra çocuğun ailesi, oğlunu sünnet ettireceğini bildirirse, yapılacak bütün masraf kirveye düşer. Sünnet sırasında, kirve bir sandalyede oturarak, çocuğu önüne alır. Kollarını sıkıca tutar. Bu arada sünnetçi çocuğu sünnet eder. Sünnetçinin önünde çocuğu tutarken, kirvenin üzerine damlayan kan, kirve ile çocuk arasında, hısımlığa benzer, manevi bir bağ meydanına getirir. Bu sebeple, kirve oğlu veya kızı ile, sünnet olan çocuğun ve kardeşleri arasında evlenme olayı olmaz.
Kirveliğin, İbrahim Peygamber'in oğlu İsmail'i sünnet etmesiyle başladığı söylenir. Kirve olan aileler arasında yedi kuşak sonra ancak evlilik bağları kurulabilinir.
Kirvelik Kimden Kalma?
Gelenekler ve inanç kirvelik konusunda şu bilgileri veriyor: Kirvelikte, peygamber dostluğu vardır. Übadiyeoğlu Said, oğlunun sünnet düğünü hazırlığını yapıyor. “Ben Peygamber'e dost olacağım” diyor. O dönem, geleneğine göre, Peygamber'e elma gönderiyor. Yani onu kirveliğe davet ediyor. Sünnette, Peygamber sünnet edilecek çocuğun arkasında durarak gözlerini kapatıyor. “Herkes bundan dost oldu” diyor. “Herkesin dostluk kurduğu kişi Peygamberdir.” Kirvelik böylece bir dostluk simgesidir. Buna Hz. Muhammed dostluğu denilmektedir.
Kirvelik üç ana grupta toplanır:
1. Kötülüğü önlemek için kurulan kirvelik , bir ailenin diğer bir aileye bilerek veya bilmeyerek bir zararı dokunursa, bu zarar can kayıbına yol açacak kadar ileri dereceye varsa da zarar veren ailenin büyüğü zarar gören aileye giderek, onlara "oniki" kuruş verip, kirvelik teklif ederdi ve eskileri unutarak dostluk bağı iki aile tarafında kurulmuş olunurdu. Bunu hiç bir aile red etmez. Bu şekilde geçimsizlik, aileler arasındaki düşmanlık ve can kayıbı önlenmiş olur.
2. İhtiyaçtan doğan kirvelik , iki ailenin kendi arasında yaptığı yardımlaşma ve hatırdan dolayı yapılır. Bu yardımlaşma, ticari ve menfaat için değil de bir ailenin diğer aileye karşı yaptığı iyilik ve dostluk örneğinin unutulmaması ve böylece devamını sağlamak için yapılandır.
3. Sevgiye dayanan kirvelik , esas kirveliğin temelini taşıyan kirveliktir. Kirvelik, kişiler arasında değil, aileler arasında kurulur.
Kuranıkerim'de, sünnet ve kirvelik detaylı bir şekilde açıklanmamıştır. Yalnız Buhari’de, Hz. Peygamber'den şöyle bir Hadis rivayet edilmiştir:
“Resulullah şöyle buyurmuştur: İbrahim Peygamber seksen yaşında olduğu halde, Şam yakınında bulunan Kaddum köyünde sünnet oldu. Hz. İbrahim sünnet olunca, zürriyet için de bu bir gelenek olmuştur. Bütün Israel-oğuları arasında âdet olan, Tevrat'ın hükmü de böyleydi. İsa Peygamber zamanına kadar bu gelenek devam edip gelmiştir. Sonradan Hıristiyanlardan bir grup, Tevrat'ın hükümünü bozup, bu eski geleneği bırakmışlar. (Buhari C. 9 ch. III).
Sünnet Mısırlılar, Araplar, Israililer, Edemiler, Cavalılar gibi eski kavimlerde icra edilen bir gelenektir. (ISRA 5 ch. 543)
Sünnet Töreni:
Çocuğunu sünnet ettirecek anne ve baba, kirveliğe seçtikleri kişinin evine, bizzat çocuğunu alarak giderler ve kirveyi ziyaret ederler. Ona kirveliği teklif ederler. Kirveliğe davet edilen kişi, örf ve âdetlerin gereklerine uyarak, daveti kabul etmek zorundadır. Daveti kabul etmiyen kişi çok kınanır.
Sünnet töreninden, bir hafta evvel, anne-baba ve sünnet olacak olan çocuk, kirvenin evine gidip haber verir, günü tayin ederler. Gerekirse beraber davetiye çıkarıp dağıtırlar. Sünnet günü, davetliler toplanır, sazlar çalınır, oyunlar oynalınır, yenilir, içilir ve sabaha kadar eğlenilir. İkinci günün sabahı, müsait bir yerde, bir evde, bütün davetliler toplanır ve sünnet edilecek çocuk kirvenin kucağına verilir. O sırada sünnetçi üç kez:
Adem aleyhisselam dünyaya geldi. Oldu zürriyet, Hak’ka kul, peygambere ümmet. Halil İbrahim'den kaldı bu âdet, herkese oldu farz ile sünnet. Her kim Muhammed'i severse, Muhammed'e versin salavat!
Oradakiler topluca, yüksek sesle verir salavat:
Allahume salli ala seyidinen Muhammed ve ala Ali seyidinen Muhammed
Bundan sonra sünnetçi, kirvenin kucağında olan çocuğu sünnet eder ve çocuk hazırlanan yatağına götürülür. Kirve olan kişi, çocuğa verilmek üzere getirdiği hediyeleri verir. Kirve ayrıldığı vakit, çocuğun babası kirvenin getirdiği hediyelerin iki katını vererek evine uğurlar. Diğer davetliler de sünnet düğününe gelirken, durumlarına göre, sünnet evine yardım mahiyetinde, köylerde bulgur, yağ, un, şeker, koyun, keçi ve koç gibi hediyeler getirirler. Bu davetliler gidecekleri vakit, kendilerine, herkesin getirdiği hediyelere göre, gömlek, iç çamaşır, çorap, havlu ve mendil gibi hediyeler verilerek uğurlanırlar. Ayrıca sünnetten evvel hazırlanmış olan, sünnet yapıldıktan hemen sonra, ortaya “Muhammed'in kalburu” diye tabir edilen bir tepsi konur ve üstüne havlu gibi bir bez atılır. Sünnet biter bitmez, önce kirvesi ve çocuğun yakınları başta olmak üzere, tepsiye, herkes gönlünden koptuğu kadar miktar para atar. Toplanan bu para, orada bulunan dedelere, sünnetçiye ve sünnet düğününde hizmet edenlere dağıtılır. Ayrıca sünnetçiye ev sahibi de ücretini vererek razı eder.
Tabiiki bunlar köylerde uygulanan kurallardı. Bugün için başka yöntemler uygulanır. Başta sünnet düğünleri salonlarda yapılır ve orada hediye olarak takı takılır. Sünnet ise, hastanede yapılır. Çoğunlukla, zamandan ve hastanede sünnet için yapılacak müdahaleden dolayı, sünnet, düğünden en az bir hafta evvel yapılır. Artık köylerdeki gibi, düğün ortasında sünnet edilmiyor.
net Duası
Sünnet Duası
Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber
Bismi Şah Allah Allah
Erin erliğine, Hakın birliğine, Küfarın kötülüğüne, inancımızın yüceliğine, soyumuzun başarısına, aşk ile diyelim “Allah Allah Allah”!
Eli kan, Kılıç kan, sinesi üryan, ciğeri püryan, Kerbela şehidi İmam Hüseyin demine, devranına, aşk ile sevk ile diyelim “Allah Allah Allah”!
Öncesi gaza, sonrası gaza, inayeti hüda, kuvveti enbiya, himmeti evliya, resulu kibriya, Muhammed’el Mustafa, Aliyel Murteza demine diyelim “Allah Allah Allah”!
Cümle Gaziler, Üçler, Beşler, Yediler, Oniki İmamlar, Ondört Mahsum Paklar, Onyedi Kemerbestler, Kırklar aşkına gülbankı Muhammed, Nuri Nebi, Keremi Ali Pirimiz Hünkâr Hacı Bektaş Veli. Erenler, Evliyalar, Veliler, Nebiler yüzü suyu hürmetine, gerçekler demine hü! Mümine ya Ali.
“Allah Allah Allah”.
Sünnet olan bu yavrumuz sağlıklı olsun. Ehlibeyt inancıyla beslenip yurdumuza ve tüm insanlık alemine yararlı bir insan olsun.
“Allah Allah Allah”.
Sofra Duası
Bismi Şah Allah Allah.
Elhamdülüllah, Elhamdülüllah, summe Elhamdülüllah, Nimmeti Celülullah, bereketi Halil’ullah, şefaat kıl ya Resulullah.
Erenler sofrası olsun, Pir lokması olsun. Yiyenlere helal olsun, yedirenlere de hayır hasanat olsun.
Kazanıp getirenlerin, pişirip döşürenlerin elleri ayakları dert görmesin, gönülleri bundan başka keder görmesin.
Cenabu Mevla dilden dileklerinizi, gönülden muratlarınızı versin.
Bu evreni yaratan yüce Allah, emeklerinizi boşa vermesin.
Yaptığımız dualarımızı, yedirdiğiniz lokmalarımızı dergâhı izzetinde kabul eylesin.
Dil bizden, yardım Pir’den, şefaat Hz. Muhammed Mustafa’dan olsun. Lokma hakkına, sofra hürmetine, Erenler keremine, cömertlerin demine
Araştırma
A.Kudat, ‘Kirvelik’ adlı eserinde kirveliğin menşei hakkında bir yargıya varmasa da, İran ve Azerbaycan’da, en yaygın şekilde kullanıldığını, D.Anadolu’da da bu geleneğin olduğunu ifade ederken etimolojisine hiç girmemiştir.
...........Önemli bir diğer eser ise O.Türkdoğan’a ait olan geniş kapsamlı bir makaledir. Türkdoğan, ‘Bu kelimenin kaynağı hakkında kesin bir bilgiye varmamız şimdilik mümkün olmamakla birlikte ‘Kir’ Farsça’da ‘tenasül organı’, ‘Kirou’ da ‘tutmak, muhafaza etmek’ anlamına gelir’ der.
..........Türkdoğan’a göre Ardahan’dan Sivas’a kadar olan sahada, yani Erzurum, Kars, Erzincan, Artvin, Elazığ, Malatya, Maraş, Bakü-Amasya çizgisinde yaşayan Karapapaklar’da; Tunceli, Bingöl, Adıyaman, Diyarbakır, Çorum, Kayseri, Mersin, Adana, Tokat ve Yozgat illerinde kirvelik yaygındır.
......... Tokat’ın Alamus İlçesi’nde ve köylerinde de ‘kirve’ tabiri kullanılır ve kirvelerin çocuklarının birbirleriyle evlenmeleri kesinlikle yasaktır. Genelde birçok yerde olduğu gibi Zara’da da ‘kirve’ olanlar birbiriyle kardeş olur.
..........A.Kudat ise 1974 yılında yayımlanan eserinde D.Anadolu’ya yaklaşıldıkça kirveliğin yaygınlaştığını ve öneminin arttığını belirterek, Adana’da kirveliğin çok tutulduğunu, Kars, Sivas, Mersin ve Hakkari’nin çevrelediği alanda en yaygın olduğunu ve bu yöreler.
......... Kirve kavramı Anadolu’da çeşitli yörelerde farklı ağızlarla da olsa söylenegelmiştir. Mesela kirve ‘Sünnet olan çocuğun elini kolunu tutan ve çocuk üzerinde babalık hakkı olan kimse’ demektir, Afyon-Emirdağ, Amasya ve köyleri, Giresun, Artvin, Kırşehir, Narman-Erzurum, Diyarbakır, Tunceli-Nazimiye, Urfa, Nizip-G.antep, Bor-Niğde’de. ‘İsim babası anlamında’ Gavurdağ-Osmaniye-Adana’da. ‘Sağdıç anlamında’ Urfa, Niğde’de. ‘Düğünde damadın yanında duran güzel giyimli çocuk anlamında’ Samsun, Amasya’da. ‘Bacanak anlamında’ Erzincan’da.
Vazıldan-Divriği-Sivas’ta da kirve....
Göle-Kars’ta kirve, ‘kırva-kirva’ şeklinde söylenir. Van merkezi ile Muradiye ve Gürpınar ilçelerinde yarı göçebe yaşayan Burukan aşireti arasında kirve’ye ‘kiriv’ veya ‘kirva’, Elazığ merkez köylerinden Sun ve Hal’de ‘kürve’, Kars yerlilerince ‘kirva’, Terekemeler’ce ‘kirve.
........... Divriği İlçesi’nde kirve yerine ‘kirva’ denilir.
...........M.F.Kırzıoğlu ise kirveliğin İran ve Araplar’da görülmediğini Anadolu’daki Yezidi, Alevi ve Sünnilerce bilindiğini belirtir. Böylece Kırzıoğlu, kirveliği Anadolu kültürünün bir unsuru olarak ifade eder.
.......... Kemerkaya-Adıyaman, Hamidiye, Fethiye-Yazıhan, Hançerli_Ergani; Akkuyu-Besni, Kanlıavşar-Bozova, Bargaç-Hilvan, Türkan-Tirkan Aşireti Karacadağ Bölgesi Siverek ve Hilvan merkezi ile Elazığ ve Ağrı’nın köylerinde yaptığımız araştırmaların sonucu bizde, kirveliğin Alevi inancıyla yakın bir ilgisi olduğu kanaatini uyandırdı.
........... Çünkü bu araştırmada Alevi inancına sahip köylerde bu geleneğin daha canlı ve sert olduğunu gözlemledik. Bazen Sünni köylerde de bu özellikler görülse de, kaynağının Alevilik olma ihtimali yüksektir.
........... Çünkü Sünniler için kirveliğin kaynağı meçhulken, alevi köylülere göre kirvelik, ‘peygamber dostluğu’dur ve Hz.Muhammed’in torunları Hz.Hasan ile Hz.Hüseyin’i sünnet yaptırarak, onların kirvesi olmasından kaynaklanmaktadır. Bu anlayışa Varto ve Divriği’de inanılır.
............Kirveliğin Alevi kaynaklı olduğu, görüşümüzü etkileyen en önemli faktörlerden birisi, Elazığ’ın merkez köylerinden Sünni Yeni Konak ile bu köye bir kilometre uzaklıkta olup da, yarısı Sünni yarısı alevi olan Şabanlı köyü arasındaki farktır.
......... Kirveliğin bu kadar önemli olmasının bir nedeni, kirvenin aynı zamanda çocuğun ileride sağdıcı olacağındandır. Keban’ın Sağdıçlar Köyü’nde kirveye küvre denir ve kirve aynı zamanda sağdıç demektir.
.......... Elazığ’ın Yedigöze ve Bölükçalı köyünde de Kürve sağdıç anlamındadır. Ve kirve evlenecek çocuğun aynı zamanda sağdıç adayıdır. Yukarıdaki genel anlayış bütün Alevi köylerinde görülür.
.......... Keban’ın Sünni olan Bahçe ve Çalık köylerinde kirveler kız alıp verirken, kirveye de kıriv derler. Kıriv aynı zamanda sağdıç anlamındadır.
..........Akkuyu Köyü’nde kirveye kırif denir ve sağdıçla aynı anlamı ifade eder. Mümkünse, Hamidiye’de kirve, sağdıçtan olur. Fethiye’de ise gelinlik kız istenirken kirvenin bulunması arzu edilir. Hasançelebi-Malatya’da da kirvelik bir tür sağdıçlıktır. Keban’ın Alevi olan Büklümlü köyünde de kirveler kız alıp vermezler ve kirve aynı zamanda ikrar anlamını taşır.
.......... H.Z. Koşay, sağdıça Sivas çevresinde kirve dendiğini belirtir. Urfa’da sağdıç yerine küvre tabiri kullanılır. Bu kirve aynı zamanda sünnet düğününde kirve olan kimsedir.
........... Ağın İlçesi’ne bağlı alevi olan Dibek Köyü’nde kirveler kardeş sayılır.
......... Baskil’in Sünni olan Höyük, Alangören ve Karakaş köylerinde kirveye kıriv denir. Bu köyler ile Sivrice’nin Sünni ve Beydili aşiretinden olan Kürk köyünde de kirvelik önemli olmadığı halde, kirveler kız alıp vermez.
..........Maden köylerinin Sünni Tekevler köyünde kirveye ‘kerva’ denirken Kaşlıca’da kirve denir ve Tekevler’de kirvelik Kaşlıca’daki gibi önemli değilken yani kız alıp verilirken, Kaşlıca’da kız alıp verilmez.
.........Kovancılar İlçesi’nin Çaybağı ve Değirmentaş köyleri Sünni olup kirvelik önemli değildir. Fakat Değirmentaş köyünün mezrası olan Yünlüce alevi olup burada kirvelik önemli olduğu gibi, kirveler kız alıp vermez.
......... Çaybağı Köyü’ne komşu ve uzaklığı bir km. olan Sünni Kacar Köyü’nde ise kirveler kız alıp vermez. Kovancılar’daki İğdeli, Gülaçtı, Kavak, Taşören köyleri ile ilçe merkezinde oturan Beritanlılar ise kirveliğe önem vermezler ve kız alıp verirler.
...........Karakoçan’ın Sünni Mirahmet, Kızılpınar ve Yüzevler köylerinde kirvelik önemli olmamakla beraber Kızılpınar köylülerine göre kirveliğin temelinde Aleviler’le Sünniler arasında yakınlık kurmak yatar. (Bu anlayış temelde her yerde hakimdir.)
......... Ağrı’nın merkez köylerinden Sünni Ozanlar, Aşkale ve yarısı Karapapak olan Tezeren köylerinde önceleri kirvelik çok önemliyken, günümüzde önemini yitirmiştir. Ancak kirveler hala kız alıp vermezler. Eskiden bu köylerde kirvelik, kardeşlikten öndeyken, günümüzde sadece sosyal ilişkileri pekiştirici bir rolle sınırlandırılmıştır.
.......... Fakat Taşlıçay İlçesi’nin halkı Karapapak ve Sünni olan Geçitveren köyünde kirvelik hala çok önemlidir. Bu köyde kullanılan, ‘kirvenin damının üstüne çıkılmaz’ yani ‘onun kızı kızım, oğlu oğlumdur. Ona kötülük yapılmaz’ deyimi kirveliğin önemini ifade etmektedir.
........ Doğu Anadolu’da özellikle Tunceli, Erzincan, Kiğı, Varto, Pülümür ve Kars Göle’de yaşayan ve sonradan bir kısmı Zazaca konuşan alevi Lolan Oymağı’nda da kirvelik aynı fonksiyona sahiptir. Mardin’de de kirveye kirip denir. Ve kirve, Elazığ’ın özellikle alevi köylerinde olduğu gibi erkek çocuğun yetişmesinde, kız istenmesinde ve düğününde önemli fonksiyonlar icra eder.
.......... Kirveliğin önemli fonksiyonlarından biri de, gayrimüslimler ile yakınlık sağlamaktır. Mesela yukarıda bahsettiğimiz Burukan Aşireti arasında yapılan bir başka çalışmada, Ermeniler’le kirvelik yoluyla ilişkiler kurulduğundan bahsedilmiştir.
.......... Mardin bölgesinde söylenen ‘kirvem’ adlı türküde de, Zazaca konuşan bir erkek çocuğunun, Yezidi kirvesinin kızına olan aşkı işlenir. Türküde erkek, ‘kivre-krive’, kız ise ‘krivo’ tabirini kullanır. Ayrıca bu türküde, gençlerin evlenmesini, birinci derecede Müslümanlığın ve Yezidiliğin engellediği vurgulanmaktadır.Kirveler arasında evlilik yasağı ya da evliliğe hoş bakmama anlayışı Burç Köyü-Viranşehir Yezidileri’nde de görülür. Yezidiler’de kirveler arasında evlenme yasağı olduğu için ‘...Burç Köyü sakinleri kendi şeyhlerini kirve seçer. Zaten inançlarından dolayı şeyh ailesi ile evlilik yasağı olduğundan kirvelik fazla zarar getirmemektedir. Şeyh dışında çevre Müslüman köylerden kişiler kirve olarak da seçilir.’
...........Yezidiler ile ilgili bir başka çalışmada da sünnetin vaftizden kısa bir süre sonra yapıldığı belirtilmiştir. Yezidiler’de çocuk ölü doğsa dahi sünnet yapılır ve kirve çocukları evlenemez. Bu nedenle kirve nikah düşmeyen pir, şeyh gibi kimselerden seçilir. Onlardan kirve, bulamadığı zaman, Sünniler’den kirve seçer.
............Viranşehir’in Yezidi inancının hakim olduğu dört köyünde yapılan bir saha çalışmasına göre de, çocuklar küçük yaşta sünnet edilir. Kirveler Sünnilerden seçilir ve sünnet bir barış günüdür.
............Kirveliğin temelinde dostluk yattığını yukarıda ifade etmiştik. İşte bu anlayışa bağlı olarak yukarıdaki kaynaklara göre, genelde Aleviler, kirvelerini Sünnilerden; Sünniler de Aleviler, Ermeniler ve Yezidiler’den, Yezidiler de Müslümanlardan (Alevi-Sünni) seçmişlerdir. Bu nedenle sosyal gruplar arasında yakınlaşmalar, doğrusu sıhri akrabalıklar kurulmuştur.
MUSAHİPLİIK
.............Musahipliğin temeli dayanışma ve paylaşmaya dayanır. Musahiplik Alevi inancının en önemli kurumlarından biridir. Musahiplik arkadaşlık ötesi bir birlikteliktir.
.............Musahipler arasında ayrı gayrı bulunmaz. Bir kişi musahibinin evine istediği zaman gider. Babailerin deyimiyle "musahipler yarin al yanağından gayrı her şeyde ve yerde ortaklardır". Yine meşhur bir Alevi deyimiyle "musahip musahibini ateşten alandır". Musahiplik zordur, zor olduğu kadar da şereflidir. Musahiplik günümüzdeki anlamıyla "sigorta"dır. Musahipliğin tarihçesi Hz. Muhammed’in hicretinin birinci yılında Müslümanların sayısının çoğalmasıyla geliştirdiği bir birlikteliktir. Musahiplik Kuran-ı Kerim’in şu ayetleriyle açıklanmıştır:
............Enfal suresi ayet 72-73, "Onlar ki inanıp hicret ettiler ve mallarıyla canlarıyla Allah yolunda savaştılar ve onlar ki (hicret edenleri) barındırıp yardımda bulundular, işete bunlar, birbirilerinin dostu ve yarıdırlar .
...........İnkâr edip küfre sapanlar ise birbirilerinin yarıdırlar. Eğer böyle yapmaz (birbirinize dost ve yakın olmaz) sanız, yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat meydana gelir".
.............Bu ayetlerle Hz. Muhammed hicret edenleri ve hicret edenleri kabul edenleri birbirine kardeş yaptı. Aleviler bu doğrultuda bunu geliştirdiler.
............Musahiplik bazılarının belirttiği gibi tarihte kalan bir kurum değildir. Musahipliğe insanların günümüzde daha çok ihtiyaçları vardır.
...........Çünkü insanlar tarihte olduğu gibi günümüzde de düşkünsel ve yaşamsal sorunlarla boğuşmaktalar. İşte bu boğuşmayı kazanmak için insanların musahiplere ihtiyacı vardır. Beraberliğe, kardeşliğe, paylaşmaya ihtiyacı vardır.